MAKÜ’de 1. Yörük Çalıştayı renkli görüntülere sahne oldu
Birinci MAKÜ Yörük Çalıştayı temsili yörük göçü ile geçmişe bir yolculuk yaşattı.
Yayın Tarihi | 17 April 2025, Thursday
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Türk Müziği Devlet Konservatuvarı tarafından düzenlenen 1. MAKÜ Yörük Çalıştayı, ‘Geleneksel Halk Oyunları ve Kültürel Aktarım’ temasıyla Burdur’da büyük ilgi gördü. 17-18 Nisan tarihlerinde gerçekleşen etkinlikte Yörük kültürünün zengin mirası, hem akademik hem de sanatsal boyutlarıyla ele alındı.
Göçle başlayan şölen
Çalıştay, temsili bir Yörük göçüyle başladı. Eşekler, develer, atlar ve koyunlarla canlandırılan bu geleneksel yürüyüş, Yörük kıyafetli vatandaşların ve öğrencilerin katılımıyla kampüs içinde adeta geçmişe bir yolculuk yaşattı. Göç, yurtlar bölgesinden başlayarak, Avşarhan önünde son buldu. Alanda kurulan Yörük çadırlarında yapılan dua ile etkinlik resmen başladı.
Halk oyunlarıyla harmanlanan kültür
İlkokullar arası halk oyunları yarışmasında birincilik alan Çatağıl İlkokulu öğrencileri sahne alırken, ardından Dünya Şampiyonu MAKÜ Halk Oyunları Ekibi muhteşem bir performans sergiledi. Geleneksel ‘kütük atma’ ritüeli, ‘Yörük Meşalesi’nin yakılması ve ‘keşkek dövme’ geleneğiyle kültürel yaşantı adeta yeniden hayat buldu.
Akademi ile geleneğin buluşması
Çalıştay oturumları, Avşarhan Konferans Salonu’nda gerçekleşti. Açılış konuşmaları, Burdur Valisi Tülay Baydar Bilgihan, MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Dalgar ve Çalıştay Başkanı Doç. Dr. Zeynel Turan tarafından yapıldı. Protokole Burdur Yörük Derneği Başkanı Alaaddin Kalkan tarafından Yörük yağlığı takdim edildi.
Doç. Dr. Zeynel Turan açılış konuşmasında, Yörük kültürünün korunması ve geleceğe aktarılmasının önemine değinerek, “Kültürel mirasımızın genç kuşaklara sağlıklı bir şekilde ulaştırılması için bu tür çalıştaylar büyük bir öneme sahip” dedi. Turan, halk oyunlarının ve müziğin toplumsal kimliğin temel taşlarından olduğunu vurguladı.
Yörük Kültürü, sadece geçmişe değil, geleceğe de ışık tutuyor
Çalıştayda konuşma yapan Rektör Prof. Dr. Hüseyin Dalgar, Yörük kültürünün yalnızca geçmişe ait bir miras değil, aynı zamanda günümüz dünyasına ilham verecek bir yaşam felsefesi olduğunu vurguladı. “Bugün burada sadece bir çalıştay yapmıyoruz. Aynı zamanda geçmişiyle övünen, bugünüyle yaşayan ve geleceğe umutla yürüyen bir kültürün izini birlikte sürüyoruz.” ifadelerini kullanan Dalgar, modern dünyanın ‘minimalizm’ adı altında sunduğu sade yaşam tarzının, aslında asırlardır Yörükler tarafından yaşandığını dile getirdi.
Yörük kültürünün doğayla kurduğu dostluk ve özgürlük anlayışıyla bugünün sorunlarına cevap verebilecek bir bilgelik taşıdığına dikkat çeken Dalgar, “Yörük için zenginlik, mal mülkte değil; hürriyette gizlidir,” diyerek bu yaşam tarzının sadece nostaljik bir değer olmadığını, geleceğe dair güçlü bir kaynak olduğunu belirtti.
Köklerinden güç alan gençler yetiştirmeliyiz
Gençlerin bu kültürü sadece öğrenmeleri değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi olarak içselleştirmeleri gerektiğine dikkat çeken Rektör Dalgar, “Bu, gençlerimize ‘böyle yaşayın’ demek değil; zamanın ruhuna uygun, kendi köklerinden beslenen bireyler yetiştirme çabasıdır,” dedi. Kültürel mirasın sahiplenilmesinin bir toplumun geleceğe güvenle yürümesinin temel şartı olduğunu söyleyen Dalgar, konuşmasına şu ifadelerle devam etti:
“Başka bir ağacın kökünden beslenerek meyve veremezsiniz; kendi köklerinizden güç almanız gerekir.”
Yörükler, bu toprakların gerçek yaşayanıdır
Yörüklerin vatan sevgisinin altını çizen Dalgar, “Bir söz vardır: ‘Vatan tehlikede’ denildiğinde kimi evine koşar topunu, tüfeğini almak için; kimi de pasaportunu alıp kaçmak için. Ama biz biliriz ki bu toprakların insanı, hele ki Yörükler, hep birinci tarafta yer almıştır.” ifadeleriyle salondan büyük alkış aldı.
Yörük kültürünü sadece bir gelenek olarak değil, aynı zamanda bir duruş ve felsefe olarak değerlendiren Rektör, “Bir söz var, çok hoşuma gider: ‘Ev yapma, eğlenirsin; Bağ dikme, bağlanırsın; Sür keçiyi, çek deveyi; Çektik sıra beylenirsin.’ Bu sadece bir yaşam tarzını değil; aynı zamanda bir gönül halini, bir ruhun zarafetini anlatır.” dedi.
Kültürü yaşatmak vatan borcudur
Burdur’un bir eğitim ve kültür şehri olduğuna vurgu yapan Dalgar, üniversite olarak bu kültürel mirası akademik bir gözle yeniden ele almayı, yeni nesillere doğru biçimde aktarmayı görev bildiklerini söyledi. “Bizler sadece kamu görevlileri değiliz, bu toprağın evladıyız. Bu kültürü yaşatmak, anlatmak, doğru şekilde gelecek kuşaklara aktarmak vatan borcudur.” diyerek konuşmasını tamamladı.
Bu etkinlik yaşayan bir kültür şenliği
Vali Tülay Baydar Bilgihan da etkinliğe ilişkin konuşmasında, kültürel aktarımın doğru kodlarla yapılması gerektiğini vurguladı. “Bu etkinlik sadece akademik değil, aynı zamanda halkla iç içe, yaşayan bir kültür şenliği” diyen Bilgihan, kadın kooperatiflerinin katılımına, çocukların ve gençlerin sürece dahil edilmesine dikkat çekti.
Zengin İçerikli Oturumlar
Çalıştay kapsamında iki gün boyunca çeşitli oturumlar düzenlendi. Prof. Dr. Şekviye Kazan Nas moderatörlüğünde gerçekleşen oturumlarda, Türkiye Halk Oyunları Federasyonu Başkanı Hüseyin Güler, sanatçı Sümer Ezgü, Dr. Öğr. Üyesi Ramazan Tegiz, Prof. Dr. Fatih Uslu ve Dr. Öğr. Üyesi Hakan Acar gibi alanında uzman birçok isim sunumlar yaptı.
Katılımcılar, Burdur’un halk oyunları, geleneksel giysileri ve müziklerinin özgün yapısının nasıl korunabileceğini ve genç kuşaklara nasıl aktarılabileceğini tartıştı. Ayrıca kültürün ulusal ve uluslararası platformlarda daha etkili nasıl temsil edilebileceği üzerine fikir alışverişinde bulunuldu.
Gelecek Eylül Ayına Randevu
Etkinlik, Eylül ayında yapılması planlanan “Koyun Yıkama” (Yünüm Böget) etkinliğiyle taçlandırılacak. Çalıştay, sadece kültürel değerlerin korunması değil, aynı zamanda bu değerlerin yaşatılması ve sürdürülebilir kılınması adına önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Diğer Haberler









